Перевод: с русского на турецкий

с турецкого на русский

(kadar) inmek

  • 1 восходить

    çıkmak; doğmak; kadar gitmek,
    kadar uzanmak
    * * *
    1) ( подниматься) çıkmak
    2) (о солнце, луне) doğmak
    3) ( иметь своим началом)...a kadar inmek / gitmek / uzanmak

    Русско-турецкий словарь > восходить

  • 2 брать

    almak,
    tutmak; ele geçirmek,
    zapt etmek; aşmak; sapmak,
    gitmek
    * * *
    несов.; сов. - взять
    1) врз almak; tutmak

    взять ребёнка за́ руку — çocuğu elinden tutmak

    не бери́ (рука́ми) — tutma

    брать дете́й с собо́й — çocuklarını (beraber) almak

    брать рабо́ту на́ дом — eve iş almak

    возьми́ (с собо́й) зонт — yanına şemsiye al

    в теа́тр его́ не взя́ли — onu tiyatroya almadılar

    брать такси́ — taksi tutmak

    брать что-л. в долг — eğreti almak

    брать де́ньги взаймы́ — borç para almak

    брать хлеб в бу́лочной — fırından ekmek almak

    брать от жи́зни всё — перен. hayattan kâm almak

    брать нало́ги — vergi almak

    за э́то нало́гов не беру́т — bunun vergisi yoktur

    брать сло́во с кого-л.перен. (birinden) söz almak; (birine) söz verdirmek

    брать пле́нных — esir almak

    престу́пника взя́ли но́чью — suçluyu gece tuttular

    брать кре́пость шту́рмом — kaleyi hücumla almak

    взять ферзя́ — шахм. veziri almak

    2) ( делать вывод) çıkarmak, uydurmak

    отку́да ты взял, что мы уезжа́ем? — nereden çıkardın gideceğimizi?

    3) перен. ( овладевать) almak; tutmak; işlemek

    меня́ смех берёт — gülesim geliyor

    меня́ взял страх — beni bir korkudur aldı

    тут меня́ взяло́ сомне́ние — derken şüpheye düştüm

    брать препя́тствие — engeli aşmak

    по́езд брал подъём — tren rampayı çıkıyordu

    5) в соч.

    он берёт прилежа́нием — ona başarı kazandıran çalışkanlığıdır

    6) в соч.

    э́то стекло́ пу́ля не берёт — bu cama kurşun işlemez

    меня́ и снотво́рное не берёт — uykum ilacı da tutmuyor

    ружьё берёт на две́сти ме́тров — çiftenin atımı iki yüz metre

    э́ту до́ску ножо́м не возьмёшь — bu tahtayı bıçakla kesemezsin

    7) ( направляться) gitmek; sapmak

    брать вле́во — sola sapmak

    бери́ пря́мо — doğru git

    а он взял и / да уе́хал — tuttu gitti

    9) с некоторыми сущ. образуют устойчивые сочетания

    брать в расчёт — hesaba almak / katmak

    брать кого-л. под защи́ту — himayesine almak

    брать нача́ло (восходить)(kadar) inmek

    брать направле́ние на... — yönünü tutmak

    ••

    брать в свиде́тели — tanık tutmak / göstermek

    брать приме́р с кого-л.örnek almak

    брать на себя́ — üstlenmek, üstüne almak

    брать на себя́ отве́тственность за что-л. — (bir şeyin) sorumluluğunu üstüne almak / üstlenmek

    брать на себя́ расхо́ды по... —... giderlerini üstlenmek

    брать (на себя́) обяза́тельство — taahhüt altına girmek

    брать вину́ на себя́ — suçu üstüne almak

    брать сло́во (на собрании)söz almak

    брать руково́дство в свои́ руки́ — yönetimi eline almak

    брать себя́ в ру́ки — kendine hâkim olmak

    брать верх над кем-чем-л. — (birine, bir şeye) üstün gelmek, galebe çalmak

    пу́ля его́ не берёт — onun kurşun işlemezliği var, ona kurşun geçmiyor

    да́же го́ды его́ не беру́т — onu yıllar bile alt edemiyor

    взять / возьмём тако́й вопро́с:... — şu sorunu ele alalım:...

    Русско-турецкий словарь > брать

  • 3 сверху

    спусти́ться све́рху вниз — yukarıdan aşağı(ya) inmek

    2) üstte; üstünde

    возьми́ тот, кото́рый (лежи́т) све́рху — üsttekini al

    све́рху он не окра́шен — üstü boyasız

    3) перен. yukarıdan

    прика́з све́рху — tepeden inme / gelme emir, tepeden emir

    э́то был челове́к, кото́рого подде́рживали све́рху — yukarıca tutulan biriydi

    ••

    смотре́ть на кого-л. све́рху вниз — birine yüksekten / tepeden bakmak

    Русско-турецкий словарь > сверху

См. также в других словарях:

  • inmek — den, er 1) Yüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek, çıkmak karşıtı 2) Bir taşıt veya binek hayvanından yere basmak Tramvayın ön tarafından hızla inerken, arkasından bir sesin bağırdığını gördü. P. Safa 3) Dağ, tepe vb. yüksek bir yerden… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayrıntılara inmek — bir konuyu en küçük noktasına kadar inceleyip araştırmak Ne var ki genelleyici bakış açısı, bizi bazen yararlı ayrıntılara inmekten ister istemez alıkoyuyor. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıfıra inmek — 1) bitmek, tükenmek, yok olmak Zannedersem kocamın ziyaretçileri de sıfıra indi. Ö. Seyfettin 2) sp. futbol, hentbol vb. oyunlarda hücum oyuncusu rakip alanda bitiş çizgisine kadar gitmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düşmek — e, er 1) Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek Havada uçan kuş vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. R. N. Güntekin 2) den Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • batmak — nsz, ar 1) Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek Sonra hani bir gemimiz batmıştı. S. F. Abasıyanık 2) Dünyanın dönüşü dolayısıyla güneş, ay ve yıldız ufkun altına inmek Güneş renksiz bulutlar altında batıyordu. Ö. Seyfettin 3) İflas etmek 4)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boğaz — is. 1) Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak Ses, ciğerlerde biriken havanın boğaza çarpması demektir. Ö. Seyfettin 2) Şişe, güğüm vb. kaplarda ağza yakın dar bölüm Şişenin boğazı. Testinin boğazı. 3) İki dağ arasında dar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»